Bir kentteki afet riski taşıyan alanların sistemli bir biçimde, kontrollü olarak düzenli, sağlıklı ve refah düzeyine yaklaştıracak bir şekilde dönüştürümesine kentsel dönüşüm denir.
Kentsel dönüşüm kanununa göre, Türkiye’nin her bölgesinde kır-kent ayrımı olmaksızın yıkılma tehlikesi bulunan yapıların devletin finansal desteği ile yeni yaşam alanlarına dönüştürülmesi öngörülmektedir. Devlet finansal desteğinin vergi muafiyeti, kira yardımı ve kredi desteği gibi önemli üç ayağı oluşturduğunu söylemek mümkündür.
Kentsel dönüşüm ile birlikte özellikle kentlerdeki kaçak yapılaşmanın önüne geçmek ve herhangi bir doğal afette felaketin büyüklüğünü en aza indirmek hedeflenir. Kentsel dönüşüm projeleri genel hatlarıyla bu esaslar çerçevesinde gelişmektedir. Kentsel dönüşüm tamamen yıkım tehlikesi ile karşı karşıya olan binaların dönüştürülmesini ifade etmez.
Kentsel dönüşüm, yaşam alanlarının yeni baştan inşasını da içerir. Bu sebeple de kentsel dönüşüm parklar, alışveriş merkezleri, otoparklar, sokaklar, sosyal aktivite alanları ve kültür merkezlerinin de yapılanmasını ifade eder.
Binanın Riskli Olup Olmadığı Nasıl Belirlenir
Bir binanın riskli olup olmadığını Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen kurumsal mimarlık, mühendislik ve inşaat şirketleri tarafından belirlenir.
Yönetmeliğe göre, “bir binanın ekonomik ömrünü yitirmesi onu riskli hale getirmektedir” der. Ayrıca ağır risk taşıyorsa yıkılması ve yeniden inşa edilmesi gereklidir.
Öte yandan binanın riskli olup olmadığını belirlemek için binadaki hak sahiplerinden biri de başvuru yapabilmektedir. Üstelik rezerv ve uygulama alanı olarak ilan edilen alanlardaki bütün binalar riskli sayılmaktadır.